Damar hastalıkları en önemli ölüm nedenlerinden
Asya Vasküler Cerrahi Kongre Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay:
“Damar hastalıkları dünyada bulaşıcı hastalıklardan sonra en fazla görülen ölüm sebeplerinden biridir”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Doç. Dr. Soner Yavaş:
“Anevrizmalar yaş ile sıklığı artıyor, 65/74 yaş arasında 100 binde 55 görülme oranı var”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Dilek Erer:
“Bacaklarındaki toplardamarlarında pıhtı olan hastalardan yüzde 70’inin akciğerine ulaşıyor, 3 kişiden biri hayatını kaybediyor”
ANTALYA – Asya Vasküler Cerrahi Kongre Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, damar hastalıklarının dünyada bulaşıcı hastalıklardan sonra en fazla görülen ölüm sebeplerinden biri olduğunun altını çizerek, “Dünyada 2019 yılında 20 milyona yakın insan damar hastalıklarından hayatını kaybetti. Periferik arter dediğimiz hastalıklar ya da pıhtıya bağlı hastalıklar olarak karşımıza çıkarken, kanser, trafik kazası gibi ölüm sebepleriyle birlikte bulaşıcı hastalıklardan sonra en sık hayat kaybettiğimiz sebeplerden biridir” dedi.
Antalya’nın Kemer ilçesindeki bir otelde Asya Vasküler Cerrahi Derneği (ASVS), Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, Asya Venöz Forumu ve Türk Fleboloji Derneğince ortaklaşa yapılan ASVS 2023 Kongresi’nde aort hastalıkları, şah damarları, derin ven trombozu ve pulmoneremboli, distal bypass, şah damar ve aort cerrahisi, venöz yetmezlik lenfolojisi, damar tıbbı, vasküler travma konuları ele alınıyor. Kongrede dünyanın önemli kalp ve damar cerrahları damarların tıkanması, daralması ya da balonlaşarak kıvrımlı bir hale gelmesi ile bunun sonucunda kan dolaşımının olumsuz etkilenmesi, damar hastalıkları konularında tecrübelerini paylaşacak.
Kongreye farklı ülkelerden bin 600 civarında cerrah katıldı. Türkiye’de 2013 yılında İstanbul’da yapılan kongreden 10 yıl sonra ASVS üyelerinin yeniden Antalya’da bir araya geldiği kongre çerçevesinde basın toplantısı düzenlendi.
“Damar hastalıkları önemli bir ölüm nedeni”
Asya Vasküler Cerrahi Kongre Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, damar cerrahisi kongrelerini yapmalarının sebebini açıklayarak, “Kardiyovasküler hastalıkların önemli bir kısmı kol damar hastalıklarıdır. Damar hastalıkları da dünyada bulaşıcı hastalıklardan sonra en fazla ölüm sebeplerinden biridir. Damar hastalıkları denildiği zaman; atardamar, toplardamar, lenf hastalıkları olmak üzere çeşitli gruplara ayırıyoruz. Atardamar hastalıkları anevrizmalar ya da damar darlıkları olarak karşımıza çıkarken, ven hastalıkları da toplardamar yetmezliği ve varisler ve pıhtı ile birlikte giden ven hastalıkları olarak karşımıza çıkıyor. Bunun dışında lenf hastalıkları da damar hastalıklarının parçalarıdır. Dünyada 2019 yılında 20 milyona yakın insan damar hastalıklarından hayatını kaybetti. Bu periferik arter dediğimiz hastalıklar ya da pıhtıya bağlı hastalıklar olarak karşımıza çıkabilir. Kanser, trafik kazası gibi ölüm sebepleriyle birlikte bulaşıcı hastalıklardan sonra en sık hayatını kaybettiğimiz sebeplerden biridir. Sadece hayatı kaybetme anlamında değil, aynı zamanda da maddi kayıplar, iş gücü, uzuv kayıpları ve hayati organlar denilen bağırsak, karaciğer, akciğer damarlarımıza atılacak pıhtıların bu organların beslenme bozukluğu oluşturmasına bağlı çok önemli hayatı kısıtlayıcı hastalık grubundan bahsediyoruz” diye konuştu.
“Hayat boyunca 200 milyon litre kan geçiyor”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Doç. Dr. Soner Yavaş, bu kongrede hem yerli hem de yabancı meslektaşlarının olduğunu bu durumun kendileri için çok önemli olduğunu belirtti.
Tıpı sınır tanımayan bit bilim dalı olduğunun altını çizen Yavaş, “Her ne kadar ülkeler arasında anlaşmazlıklar olsa bile doktorlar bundan etkilenmez, dilimiz ortaktır, hastalarımızda ortaktır. Kalp damar sisteminin hayat boyunca dinlenmeden çalışan sistemdir. Kan basıncına karşı çalışıyor. Bunun için sürekli hastalıklara açık. Kalpten çıkan aort dediğimiz ana kanı taşıyan damarımız hayat boyunca yaklaşık olarak 200 milyon milyon litreye yakın kan geçiriyor içinden. Bütün organların ana dalları bu damardan çıkıyor. Bu damarda balonlaşma veya tıkayıcı hastalık görülebiliyor. En sık genelde anevrizmalar görülüyor. En sık batın bölgesinde anevrizma gözükmekte. Üçte iki oranında görünüyor. Yaş ile sıklık artmakta. Gençlerde de görülüyor. 65/74 yaş arasında yüz binde 55 görülme sıklığı var. Göğüs kafesi içinde kalan kısmında aortun 100 binde 7’lerde görülme sıklığı var. Erkeklerde daha fazla tansiyon olması, tütün kullanımı, koah gibi hastalıklar da beyaz ırkta daha fazla görülmekte” ifadelerine yer verdi.
Damarın patlaması
Bu hastalıkların tanısının kolay olduğuna değinen Yavaş, “Ne yazık ki toplumda bilinç oluşmamış durumda. Genelde rutin kontrolde kolaylıkla saptanıyor. Tam bilinmediği için bazen çok gecikmiş hastalık olarak geliyor. Bizim en korktuğumuz şey bu damarın patlayarak gelmesi. Önceden tanı konulan ameliyat hazırlığı yapılmış hastalarda çok yüksek başarı oranı varken, patlayarak gelen damarlarda ölüm oranı hala çok yüksek. Kap damar cerrahisinde dünya ile aynı düzeydeyiz. Hatta bazı ülkelerden daha ileridir. Sağlık sistemimiz herkes bu sistemden yararlanabiliyor. Pandemi döneminde hastanelerimizin gücünü gördük. 2022 verilerine göre Türkiye’de bin 555 hastane var. Tıp halen gelişiyor. En güzel tarafı bu kongreleri yapıp bilgi aktarmaktır” diye konuştu.
“Gebelik damarlarda pıhtı oluşumunu artırıyor”
Fleboloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Adnan Taner Kurdal, toplardamar sistemi hastalıkları toplumda sık görüldüğünü dile getirdi.
Tedavisinin diğer hastalıklara göre daha kolay olduğunu anlatan Kurdal, özellikle pıhtıya dayalı toplardamar hastalıklarının ciddi ölümle sonuçlanan komplikasyona yol açtığını söyledi.
Kurdal, gebeliğin damarlarda pıhtı oluşumunu artıran bir durum olduğuna dikkati çekti. Gebe kadınların gebe olmayan kadınlara göre ileri derecede toplardamar pıhtısı riskine sahip olduğunu aktaran Kurdal, “Gebe kalmayan kadın da tüp bebek tedavisiyle gebe kalmaya çalıştığında bu yapılan tedaviler pıhtı oluşumuna katkıda bulunuyor. Bu yapılan tedaviler sonucunda çoklu gebelik oluşmuşsa, bu durumda pıhtı oluşumuna ileri derecede katkı veriyor. Normal şartlarda gebe kadınların hayatını kaybetmesi için risk faktörleri, kanama, gebeliğe bağlı yüksek tansiyon ve pıhtı olarak belirler. Ancak gelişmekte olan ülkelerde görüyoruz ki kanama ve yüksek tansiyon ölümleri azalırken, gebelikteki pıhtıya bağlı ölümler birinci sıraya doğru yaklaşmakta. Bu çok önemli bir konudur. Gebeler taşıdıkları çocuklara can verirken kendi canlarını korumalıdır. Gebelerin toplardamar pıhtısına yatkın olduğunu ve özel olarak korunmaları gerektiğini, altında yatan bir genetik hastalığı varsa bu hastalığın ilk bulgusunun gebelikte oluşabilecek pıhtı olabileceğini akılda tutmak lazım. O nedenler farkındalık yükseltilmelidir” açıklamasını yaptı.
“Genç kişilerde de ortaya çıkabiliyor”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkan Yardımcısı ve Prof. Dr. Nevzat Erdil, şah damarın beyni besleyen oksijen taşımasını sağlayan damar yapısı olduğunu hatırlattı. Bu damarda tıkanmaya bağlı insanlarda inme hastalığı olduğunu anlatan Dr. Erdil, “İnme hastalığı oluşuyor. Buna bağlı belli yaşın üzerindeki hastalıkların kardiyovasküler ölümlerden sonra, ikinci sırada yer almakta. Özelliklede nörolojik hastalıklara bağlı olarak ölümlerde inmeler birinci sırada yer almaktadır. Belirli yaşın üzerinde nörolojik bulgularla gelen hastalarda ilk araştırılan, boyun damarlarında bir hastalık olup olmadığıdır. Bu hastalık ileri yaştadır ama şu anda genç hastalarda da ortaya çıkabiliyor. Genç hastalarda yavaş ve sinsi seyredebiliyor. Hastalık olmadan belirli aralarda iyi bir muayene önemlidir. Birtakım hastalara ilaç, cerrahi olarak darlıkları gideriyoruz, stentle damarı açabiliyoruz. Hastalık olmadan kalıcı sorun vermeden tespit edilmesi önemlidir” ifadelerine yer verdi.
“3 kişiden 1’i hayatını kaybediyor”
Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Dilek Erer, yer çekiminin en çok insanları ve burada da bacakları etkilediğinin altını çizerek, “Bacak sağlığı bizim için çok önemli. Kirli kanı kalbe taşıyan toplardamara farkındalığı artırmalıyız. Yerçekimi ve yaşantımız bacaklarımızdaki toplardamarı etkiliyor. Uzun süre oturduğumuzda ya da ayakta kaldığımızda bacaklarımızdaki toplardamarda pıhtı oluşur. Ana damarlarda bacaklarda 1000 kişiden 1’inde pıhtı oluyor. Bacaklardaki toplardamarlarımızda ana damarlarda pıhtı olduğunda pıhtı direk akciğere gidiyor ve ölüme neden oluyor. Bacaklarındaki toplardamarlarda pıhtı olan hastalardan yüzde 70’i akciğere ulaşıyor. 3 kişiden biri hayatını kaybediyor. ABD’de yılda 2 milyon bacakta pıhtı vakası görülüyor, 600 bini akciğere pıhtı atıyor ve 200 bini hayatını kaybediyor” açıklamasını yaptı.